A Milli Kadın Basketbol Takımı, 2026 yılında düzenlenecek FIBA Kadınlar Dünya Kupası Elemeleri için İstanbul’da hazırlıklarına başladı. 11-17 Mart tarihleri arasında oynanacak olan eleme maçları öncesinde milliler, Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’nde kamp çalışmalarına start verdi. Teknik direktör Andrea Mazzon yönetimindeki takım, hem fiziksel hazırlık hem de taktiksel adaptasyon sürecine odaklanacak.
2026 Kadınlar Dünya Kupası yolunda ilk adım İstanbul kampı
2026 yılında oynanacak olan FIBA Kadınlar Dünya Kupası’na katılım için düzenlenecek eleme turnuvasına sayılı aylar kala, A Milli Kadın Basketbol Takımı, hazırlık kampı için İstanbul’da toplandı. Takımın kamp süreci, Türk basketbolunun merkezlerinden biri haline gelen Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.
Bu kritik turnuvaya hazırlanmak amacıyla oluşturulan 21 kişilik geniş aday kadro, başantrenör Andrea Mazzon yönetiminde yoğun tempolu antrenmanlarla form tutmaya çalışıyor. Hazırlık kampı kapsamında milliler, farklı sistemler üzerine çalışma imkânı bulurken, yeni jenerasyon oyuncuların da performansı gözlemlenecek.
Hazırlık maçında rakip Nijerya olacak
Milliler, resmi eleme karşılaşmalarına geçmeden önce ilk ciddi sınavını 14 Kasım Cuma günü Nijerya karşısında verecek. Bu hazırlık karşılaşması, teknik ekip için oyuncuların fiziksel ve mental durumunu analiz etme açısından büyük önem taşıyor. Özellikle aday kadroda yer alan genç oyuncuların, bu tip maçlarda gösterecekleri performans milli takım rotasyonuna girebilmeleri açısından kritik bir aşama olacak.
Nijerya gibi atletik yapıya sahip bir takıma karşı oynanacak bu mücadele, hem savunma hem de hücum setlerinin gerçek zamanlı test edilmesine olanak tanıyacak. Ayrıca basketbol kamuoyunda, bu tarz maçların milli takımın uluslararası rekabet gücünü artırmada etkili olduğu değerlendiriliyor.
Türkiye, Avrupa Şampiyonası ile moral buldu
Ay-yıldızlı ekip, yaz aylarında düzenlenen Kadınlar Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı 7. sırada tamamlamış ve bu dereceyle 2026 Dünya Kupası Elemeleri’ne katılma hakkı kazanmıştı. Her ne kadar Avrupa Şampiyonası’nda daha üst sıralar hedeflenmiş olsa da, elde edilen sıralama hem moral hem de gelecek için umut verici olarak değerlendiriliyor.
Bu sonuç, takımın geçirdiği jenerasyon değişikliğine ve yeni sistemlere adaptasyon sürecine rağmen elde edildiği için ayrıca önem taşıyor. Genç oyuncuların deneyim kazanması ve teknik heyetin yeni yapı üzerinde çalışması açısından bu şampiyona değerli bir süreç oldu.
Eleme takvimi açıklandı: Yoğun maç temposu bekleniyor
Türkiye’nin yer aldığı FIBA 2026 Kadınlar Dünya Kupası Eleme Turnuvası’nın maç programı belli oldu. Takım, Mart ayı içerisinde beş farklı rakiple karşı karşıya gelecek. İşte millilerin oynayacağı maç takvimi:
- 11 Mart Çarşamba: Kanada – Türkiye
- 12 Mart Perşembe: Türkiye – Arjantin
- 14 Mart Cumartesi: Japonya – Türkiye
- 15 Mart Pazar: Türkiye – Avustralya
- 17 Mart Salı: Türkiye – Macaristan
FIBA’nın formatına göre, gruplarında ilk sıralarda yer alan ülkeler Dünya Kupası’na doğrudan katılım hakkı kazanacak. Türkiye’nin bu zorlu grup karşılaşmalarında alacağı sonuçlar, Dünya Kupası bileti açısından belirleyici olacak.
Takımda genç ve deneyimli oyuncular harmanlanıyor
Aday kadroda yer alan oyuncular arasında hem tecrübeli isimler hem de genç yetenekler bulunuyor. Bu durum, takımın uzun vadeli gelişim planları açısından dengeli bir yapı oluşturuyor. Başantrenör Andrea Mazzon, daha önce yaptığı açıklamalarda hem kısa vadeli başarıları hem de yapısal dönüşüm hedeflerini aynı anda sürdürmeyi amaçladıklarını vurgulamıştı.
Türkiye Basketbol Federasyonu da altyapı projeleriyle milli takıma oyuncu kazandırmayı sürdürüyor. Bu çalışmaların en somut örneklerinden biri, son Avrupa Şampiyonası kadrosunda yer alan genç sporcuların sergilediği performanslar oldu.
Andrea Mazzon’un liderliğinde sistematik ilerleyiş
İtalyan çalıştırıcı Andrea Mazzon, göreve geldiği günden bu yana sistemli bir basketbol anlayışını milli takıma entegre etmeye çalışıyor. Mazzon’un Avrupa tecrübesi, oyuncu geliştirme konusundaki vizyonu ve disiplinli yaklaşımı, Türkiye’nin yeni dönem hedefleriyle örtüşüyor.
Özellikle savunma setlerinin disiplinli uygulanması, top paylaşımına dayalı hücum planları ve oyuncu rotasyonlarının stratejik kullanımı, A Milli Kadın Takımı’nın yeni dönemdeki karakteristik yapısını oluşturuyor. Mazzon’un yönetiminde, Türkiye daha çok organizasyonel oyun yapısına bürünmüş durumda.
Dünya Kupası hedefi sadece spor değil, ekonomik değer de taşıyor
Uluslararası turnuvalarda başarı, sadece sportif bir hedef değil; aynı zamanda basketbol ekonomisi açısından da büyük önem taşıyor. Sponsorluk gelirleri, yayın hakları, bilet satışları ve lisanslı ürünlerin pazarlanması gibi konular, milli takımın uluslararası başarılarıyla doğrudan bağlantılı.
Bu nedenle FIBA 2026 Kadınlar Dünya Kupası’na katılmak ve başarılı olmak, Türkiye Basketbol Federasyonu için stratejik bir öncelik haline gelmiş durumda. Özellikle kadın basketbolunun daha fazla desteklenmesi, Türkiye’nin spor yatırımları açısından çeşitliliğini artırması ve kadın sporculara verilen değeri pekiştirmesi açısından bu turnuva büyük bir fırsat sunuyor.
Gelişim merkezi yatırımları performansa yansıyor
Hazırlık kampının gerçekleştirildiği Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi, Türkiye’nin basketbol altyapısına yaptığı yatırımların başlıca örneklerinden biri. Modern altyapı, kondisyon salonları, dijital analiz odaları ve psikolojik destek birimleri ile donatılmış olan merkez, sporcuların üst düzey hazırlık yapmasına olanak tanıyor.
Bu merkezdeki teknolojik altyapı, sporcuların bireysel gelişim süreçlerinin veriye dayalı olarak izlenmesini sağlıyor. Bu da, teknik ekibin antrenman planlarını oyuncuların ihtiyaçlarına göre uyarlamasına yardımcı oluyor. Kampın burada yapılması, milli takımın performansını doğrudan etkileyecek bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Toplumda kadın sporuna olan ilgi artıyor
A Milli Kadın Basketbol Takımı’nın elde ettiği başarılar, yalnızca saha içiyle sınırlı kalmayıp, Türkiye’de kadın sporuna yönelik farkındalığın artmasına da katkı sağlıyor. Özellikle genç kızların basketbola yönelmesi, kadın sporculara olan ilginin ve desteğin artması, milli takımın sosyal etkilerinden biri olarak öne çıkıyor.
Sporun sadece performans değil, aynı zamanda kültürel dönüşüm aracı olarak değerlendirildiği günümüzde, A Milli Kadın Basketbol Takımı’nın elde edeceği başarıların bu alanda domino etkisi yaratacağı öngörülüyor.
Sonuç: Türkiye, Dünya Kupası yolunda kararlı
Ay-yıldızlı kadın basketbolcular, İstanbul’da başlayan kamp süreciyle birlikte Dünya Kupası hedefi için ilk adımı atmış durumda. Hazırlık sürecinin verimli geçirilmesi, teknik ekibin doğru kadro mühendisliği yapması ve oyuncuların adaptasyonu, Mart ayında oynanacak eleme karşılaşmalarında başarının anahtarı olacak.
Kanada, Avustralya ve Japonya gibi güçlü rakiplerle karşılaşacak olan Türkiye, zorlu bir turnuva sürecine hazırlanıyor. Ancak mevcut yapının sistemli ilerlemesi, altyapı desteği, teknik liderlik ve oyuncu potansiyeliyle birlikte bu hedefin ulaşılabilir olduğu değerlendiriliyor.